Ana içeriğe atla

Peygamber Efendimizin Eşi Hatice'yi Kübra ve Tahire dendiğini anlamak  İçin Oku

 


__"MÜJDELER OLSUN EY HATİCE ALLAH C.C. SANA SELAM SÖYLEDİ..."


 "Allahümme ente'sselâm ve minke'sselâm tebârekte ve teâleyte yâze'lcelâli ve'l-ikrâm...

Sözünü her namaz bitiminde selam sonrası söyleriz.  Ama kimin dediğini ve anlamını  bilmeden..


Mekke’ye yaklaşık 5 km. mesafede bulunan Hira (Nur) dağı 860 m. yüksekliği olan bir dağdır…


Hz. Hatice Validemiz, Efendimiz (sav)’i her zaman olduğu gibi damda beklerken yakınları: 


“Ey Hatice neden böyle yapıyorsun, hava çok sıcak, yaşlı vücudun yorgun düşecek.”dediler. 

O da  “Benim efendim güneşin altında iken ben gölgede duramam.” diyerek eşler arası muhabbettin, bir olmanın  ne manaya geldiğini bizzat yaşayarak göstermiştir.


Efendimiz (s.a.v.) Hirada bazen çok uzun süre kalırdı. Bu süre içinde  Hz. Hatice Vâlidemiz  bizzat Hira’ya kendi yiyecek ve erzak taşırdı. 

Evet, Hz. Hatice Vâlidemiz, muhterem eşi Hira Mağarası’na inzivaya çekildiğinde, emrinde 400  hizmetçi olmasına rağmen yemeğini bizzat kendisi götürürdü. (5 yıl )


Peygamber Efendimiz (sav) bir gün Hira'da iken Cebrail as gelmiş, 

Şu gelen kimdir diye sormuş ve  

Hz. Hatice Validemizin Merve tepesinin olduğu  yerdeki evinden yürüyerek Hiraya yemek ve temiz kıyafet  getirdiğini söylemiş ve Allahu Tealanın Hatice Vâlidemize selamını iletmiş ve Cennette ona dinleneceği  köşk vereceğini bildirmiştir.


Bunun üzerine hanımına kıyamayan Efendimiz  dağdan aşağı inerek onu şimdiki Mescidi Icabe Mescidinin olduğu yerde karşılamıştır. Zira Hira Mağarası’na çıkan yolun meşakkatini bilir ve değerli eşine kıyamazdı.


Peygamberimize  Hz. Hatice Validemiz yemek getirdiğinde, Peygamberimiz (s.a.v):


Müjdeler olsun ey Hatice,  

Allah sana selam söyledi deyince,

Çok zeki olan Hz.  Hadice Vâlidemiz , (sen de Allah'a selam söyle dese olmayacak) en mükemmel olan şu şekilde selamı aldı ve cevapladı.


"Allahümme ente'sselâm ve minke'sselâm tebârekte ve teâleyte yâ ze'lcelâli ve'l-ikrâm. 


(Allah'ım sen selamsın. Selamet de sendendir.

Ey celâl ve ikrâm sâhibi sen münezzehsin, sen yücesin)" derdi.


Neden Hatice'yi Kübra ve Tahire dendiğini anlamak için bu yeterli...

Hatice olmak kolay değil... Rabbim Şefaatine Nail eylesin ...🤲🌹



Yorumlar

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

HARAM ELMA İmam-ı Azam ( Hikayelerin en güzeli )

 HARAM ELMA  ( Hikayelerin En Güzeli ) Mezhep imamımız İmam-ı A'zam hazretlerinin babası Numan Hazretleri, gençliğinde bir ark kenarında abdest alıyordu.  Abdeste başlayacağı zaman ark sularına kapılıp gelen bir elma gördü. Elmayı, nereden geldiğini ve haram veya helal olup olmadığını düşünmeden bir defa ısırdı.  Hemen hata ettiğini ve mutlaka elmanın sahibini bulup helal ettirmesi lazım geldiğini düşündü; Sonra suyun geldiği tarafa doğru git­meye başladı.  Elma elinde olduğu halde araya araya elmanın düştüğü bahçeyi ve sahibini buldu. Bahçenin sahibine meseleyi anlatıp elmayı yanlışlıkla ısırdığını ve hakkını helal etmesini istedi. Onun bu hareketi, elma sahibinin dikkatini çekmişti. "Hakkını helal edeme­yeceğini, helal etmesi için bazı şartları olduğunu" söyledi. Nu'man hazretleri "ne isterse yapacağını, yeter ki hakkını helal etmesini" isteyip şartının ne olduğunu sordu. Elma sahibi "Hakkını helal etmesi için, iki sene bahçesinde çalışması lazım geld...

Hadisi Şerif / PEYGAMBER EFENDİMİZ (S.A.V ) - "Öyle günahlar vardır ki onları ne namaz ne oruç ne hac ne de umre temizler." buyurunca Sahabe efendilerimiz - "Ey Allah'ın Rasulü onları ne temizler" diye sordular. Peygamber Efendimiz (s.a.v.) - "Geçim teminatı için çalışmak" buyurdular. (TABERANİ) 🌹🌹🌹🌹🌹🌹🌹🌹🌹🌹

OPR. DR. Salih Selman'ın Hayatından Kısa Bir Hikaye

 Dr. Salih Selman Genel Cerrahi Uzmanı.  13 yaşındayken bir arkadaşının attığı taş yüzünden gözünde kanama oluyor ve yaz boyunca hastanede tedavi olmak zorunda kalıyor. Gözü sargılı, gören gözüyle doktorları izliyor ve doktor olmak istiyor.  Bu isteğini doktoruna söylediğinde, “Ama evladım sen lise bile okuyamazsın, çünkü gözün ağır bir darbe yedi, diğer gözüne de sıçradı. Kendine hep dikkat etmelisin. Yoksa iki gözünü de kaybedebilirsin. Liseyi okusan bile kendini zorlamadan oku ve kendine zorlanmayacağın bir meslek seç” diyor.  Bundan sonrasını Dr. Salih Beyden dinleyelim: “Fakat benim içime ateş düşmüştü bir kere. Altı sene tıp okudum ve üstüne Cerrahi gibi en uykusuz bitirilmesi gereken bir bölüme girdim. Kırkımdan sonra hafızlığa başladım. On sene çok yoğun Kur’ân çalıştım. Yetmedi İlahiyatı bitirdim. Ve şu anda gözüm daha iyi görüyor. * Hafızlık sürecimde benim hevesimi gören hocam artık evime, muayenehaneme gelmeye başladı. ‘İstersen gitmem, gece bile çalıştır...