Dr. Salih Selman Genel Cerrahi Uzmanı.
13 yaşındayken bir arkadaşının attığı taş yüzünden gözünde kanama oluyor ve yaz boyunca hastanede tedavi olmak zorunda kalıyor. Gözü sargılı, gören gözüyle doktorları izliyor ve doktor olmak istiyor.
Bu isteğini doktoruna söylediğinde, “Ama evladım sen lise bile okuyamazsın, çünkü gözün ağır bir darbe yedi, diğer gözüne de sıçradı. Kendine hep dikkat etmelisin. Yoksa iki gözünü de kaybedebilirsin. Liseyi okusan bile kendini zorlamadan oku ve kendine zorlanmayacağın bir meslek seç” diyor.
Bundan sonrasını Dr. Salih Beyden dinleyelim:
“Fakat benim içime ateş düşmüştü bir kere. Altı sene tıp okudum ve üstüne Cerrahi gibi en uykusuz bitirilmesi gereken bir bölüme girdim. Kırkımdan sonra hafızlığa başladım. On sene çok yoğun Kur’ân çalıştım. Yetmedi İlahiyatı bitirdim. Ve şu anda gözüm daha iyi görüyor.
*
Hafızlık sürecimde benim hevesimi gören hocam artık evime, muayenehaneme gelmeye başladı. ‘İstersen gitmem, gece bile çalıştırabilirim’ dedi. On birde yatıyor, gece iki buçukta kalkıyordum. Hocam üçte geliyordu. Bütün boşluklarımı doldurduk. Bir taraftan ameliyatlara katılıyordum. Bu kadar süre zarfında bir arkadaşımla on dakika çay içmedim. Yedi senede bitti.
*
Eşim çok merhametli bir insandır. “Sen kendine çok yükleniyorsun. Sana bir şey olacak diye korkuyorum” derdi. Hatta bir ara uykusuzluktan yıprandığım sırada beni zorla psikiyatrist bir arkadaşına götürdü. Doktor; “Bu temponun çok azında bile insanlar rahatsızlanıyor; sen hastalanmadın mı, ölmedin mi, şeker, tansiyon çıkmadı mı, kanser olmadın mı?” dedi.
Bir zamanlar kariyer yapmayı mutluluk zannettim. Doktorluğun, uzmanlığın peşinden koştum. Baktım ki neşe sevinç Kur’ân’ı öğrenmekte gizli. Böylece de gerçek mutluluğu bulduğumu düşünüyorum.
Nihayet Dergi/ 2015 Haziran Sayısında Dr. Salih Selman'la yapılan röportajdan...
Yorumlar
Yorum Gönder