Ana içeriğe atla

Hz Osmanın (r.a)'nın Rüyası.


Hz Osmanın (r.a)'nın Rüyası
 
Kuran okuyordu. Bir ara susuzluğun verdiği, yorgunluğun verdiği tesirle uzaklara daldı Kuran okurken...
 Diz üstü oturmuş Kuran okurken, başı öne eğildi ... uykuya dalmıştı birden bire.
 Uykudayken rüyasında önünde bir koridor o 
koridorlar açılıyordu. 
Onu tutanlar götürüyorlardı, 
-Sonra o koridorlardan geçti, orada bir ışık  gördü orada birileri oturuyordu yaklaşınca birden ne görsün. ÂLLÂH'ın Resulü oradaydı. Bir yanında Hz. Ebu_Bekir öteki yanında Hz_Ömer vardı.
-ÂLLÂH 'ın Resulüyle karşı karşıya kalmıştı, ÂLLÂH Resulü bakıyor gülümsüyordu:
 
-Osman geldin mi?
 
- Geldim ya Resulallah..
 
- Seni susuz mu bıraktılar?
 
- Beni susuz bıraktılar Ya Resulallah..
 
- Seni hapis mi ettiler?
 
- Beni hapis ettiler..
 
- Seni mescide indirmiyorlar mı?
 
- Beni mescide indirmiyorlar..
 
- Sen aç mı kaldın?
 
- Ben aç kaldım Ya Resulallah..
 
- Ya Osman dilersen iftarı bizim yanımızda 
yapabilirsin istersen yardımına gelip seni 
kurtarsınlar..
 
- Sizinle birlikte iftar etmek isterim ya Resulallah..
 
- Hadi Osman acele et gel bu akşam seni 
bekliyoruz, beraber iftar yapacağız..
 
Birden sıçradı, uyanmıştı. Cuma günü akşam 
üstüydü...
 
Hanımı geldi:
 
Ne oldu Osman? dedi.
 
Demin Resulallahı gördüm, beni çağırıyordu. Ben gitmek üzereyim demek ki..
 
Birden entarisini çıkardı, bana şalvar getirin dedi. Hayatı boyunca şalvar giymemişti... 
O an şalvar giydi, sadece o an.. 
Ve o kadar edepliydi ki biraz sonra şehit 
edileceğinden edep yeri açılmasın diye şalvar 
giyecekti. 

Biliyordu ki o zalimler onu yerde sürükleyeceklerdi.
 
Kapı zorlanıyordu, ve hanımına dedi ki terk edin burayı beni yalnız bırakın, beni Kuranla baş başa bırakın....
 
Kuran önündeydi başını önüne eğmişti, sadece 
Kuran'a bakıyordu kapıyı kıranlara bakmıyordu bile.. 
Sonra birisi içeri girdi, sakalından tuttu onu ve o an başını kaldırdı baktı birde ne görsün sevdiği bir insanın oğluydu, sevdiği bir dostunun oğluydu ve şunu dedi:
 
"Baban görseydi bunu sana ne diyecekti"
 
O an gözlerinden yaşlar geldi, ağlıyordu halife. 
Delikanlı bırakıp kaçtı. 
Sonra üst üste başına gelen demir darbeleri 
meleklerin haya ettiği o büyük insanın başını 
yarmıştı. 
Mübarek kanı Kuranı Kerimin üzerine "Onlara karşı sana ÂLLÂH yeter" ayetinin üzerine damlıyordu..
 
Ve Hazreti Osman Şehit Edilmişti...😔😥😭

Rabbim Bizleri Şefeaatlerine Nail eylesin İñşâ’Allah Amin🤲

Düşündüm de Hz.Adem(a.s)'ın iki oğlundan biri Şeytan'ın kölesi olmuş ve kardeşini öldürmüştü.... 
Ey insanoğlu bakalım Senin sonun nasıl bitecek??.. 
Aman deyim. Şeytana uyma
Sana önce etrafındakileri, 
Sonra da kendini yok ettirir... 😞

Beğen / Paylaş 🤗



Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

HARAM ELMA İmam-ı Azam ( Hikayelerin en güzeli )

 HARAM ELMA  ( Hikayelerin En Güzeli ) Mezhep imamımız İmam-ı A'zam hazretlerinin babası Numan Hazretleri, gençliğinde bir ark kenarında abdest alıyordu.  Abdeste başlayacağı zaman ark sularına kapılıp gelen bir elma gördü. Elmayı, nereden geldiğini ve haram veya helal olup olmadığını düşünmeden bir defa ısırdı.  Hemen hata ettiğini ve mutlaka elmanın sahibini bulup helal ettirmesi lazım geldiğini düşündü; Sonra suyun geldiği tarafa doğru git­meye başladı.  Elma elinde olduğu halde araya araya elmanın düştüğü bahçeyi ve sahibini buldu. Bahçenin sahibine meseleyi anlatıp elmayı yanlışlıkla ısırdığını ve hakkını helal etmesini istedi. Onun bu hareketi, elma sahibinin dikkatini çekmişti. "Hakkını helal edeme­yeceğini, helal etmesi için bazı şartları olduğunu" söyledi. Nu'man hazretleri "ne isterse yapacağını, yeter ki hakkını helal etmesini" isteyip şartının ne olduğunu sordu. Elma sahibi "Hakkını helal etmesi için, iki sene bahçesinde çalışması lazım geld...

Hadisi Şerif / PEYGAMBER EFENDİMİZ (S.A.V ) - "Öyle günahlar vardır ki onları ne namaz ne oruç ne hac ne de umre temizler." buyurunca Sahabe efendilerimiz - "Ey Allah'ın Rasulü onları ne temizler" diye sordular. Peygamber Efendimiz (s.a.v.) - "Geçim teminatı için çalışmak" buyurdular. (TABERANİ) 🌹🌹🌹🌹🌹🌹🌹🌹🌹🌹

OPR. DR. Salih Selman'ın Hayatından Kısa Bir Hikaye

 Dr. Salih Selman Genel Cerrahi Uzmanı.  13 yaşındayken bir arkadaşının attığı taş yüzünden gözünde kanama oluyor ve yaz boyunca hastanede tedavi olmak zorunda kalıyor. Gözü sargılı, gören gözüyle doktorları izliyor ve doktor olmak istiyor.  Bu isteğini doktoruna söylediğinde, “Ama evladım sen lise bile okuyamazsın, çünkü gözün ağır bir darbe yedi, diğer gözüne de sıçradı. Kendine hep dikkat etmelisin. Yoksa iki gözünü de kaybedebilirsin. Liseyi okusan bile kendini zorlamadan oku ve kendine zorlanmayacağın bir meslek seç” diyor.  Bundan sonrasını Dr. Salih Beyden dinleyelim: “Fakat benim içime ateş düşmüştü bir kere. Altı sene tıp okudum ve üstüne Cerrahi gibi en uykusuz bitirilmesi gereken bir bölüme girdim. Kırkımdan sonra hafızlığa başladım. On sene çok yoğun Kur’ân çalıştım. Yetmedi İlahiyatı bitirdim. Ve şu anda gözüm daha iyi görüyor. * Hafızlık sürecimde benim hevesimi gören hocam artık evime, muayenehaneme gelmeye başladı. ‘İstersen gitmem, gece bile çalıştır...