Ana içeriğe atla

ARI ve SİNEK - Muhteşem Bir Hikâye








ARI 🐝 ve SİNEK 🦟





Arıları ve sinekleri ağzı açık bir şişeye koymuşlar.


Şişenin taban tarafını ışığa doğru,


Açık olan ağız kısmını da karanlığa doğru yerleştirmişler.


Arıların hepsi ışık olan tarafa doğru ilerlemiş .


Ama şişenin tabanı kapalı olduğundan dışarı çıkmayı başaramamışlar.


Bu arada sinekler, şişenin ağzına doğru doluşmuşlar ve dışarı çıkıp karanlıkta kaybolmuşlar.


Karanlık tarafta bulunan şişenin açık ağzına doğru tek bir arı bile gitmemiş...!!!!!


Camın önünde ışığa doğru çabalamaya devam etmişler.





İnsanın aklına hemen arıların akılsızca davrandıkları geliyor.





Ancak daha derinlemesine düşününce;


Karşımıza anıt gibi dikilen bir yaşam tarzı ortaya çıkıyor....





A. Einstein e göre arılar olmazsa, insan yaşamı 4 yıl sonra son bulur...





Arılar nerede, hangi çiçek ile besleneceğini bilen, yüzlerce kovan arasında kendi kovanını bulabilen,


Ve o kovanın yüzlerce peteği arasından kendininkine yumurtlamayı hiç şaşırmadan uygulayabilen bir canlıdır...





Ve bu olağanüstü canlı Nasıl olur da şişenin ağzını bulup çıkamaz değil mi?





Kuşkusuz Işığa doğru yürüyenlerin önünde her zaman engeller olacaktır...


Onlar, engellere rağmen ışıktan vazgeçmeyeceklerdir...





Ve bu uğurda da gerektiğinde ölmeyi göze alabileceklerdir.





Sinekler ise karanlığa doğru sıvışan kaçaklardır.


Hiç umursamadan Karanlığa doğru yürüyenlerdir.


Sinsi, ilkesiz, yüreksiz, korkak, bencil varlıklardır.


Sadece kendi yaşamları değerlidir.


Nerede yemek varsa, nerede rahat yaşayacaklarsa, nerede çok para kazanacaklarsa oraya giderler. Değerlerin bi önemi yoktur....





Arıyı kovalamak isterseniz o kaçmaz, sizinle savaşır.


İğnesini sapladığında öleceğini bilerek savaşır.


Ve değerleri için ölür.





Ama sinekler kaçarlar. Sonra yılışık yılışık tekrar dönerler terkettikleri yere...


Mikrop taşıyan ayaklarıyla ezerler; yaşadığımız her yeri...





Arılar yumurtalarını yalnızca kovanlarına bırakırlar.


Oysa sinekler her yere yumurtlar, her yerde ürerler.


Çöplüklerde, tuvaletlerde, bataklıklarda…


Onlar için yumurtalarını bırakacakları yerin bile hiç önemi yoktur.





Sinek olup karanlığa mı?


Arı olup aydınlığa mı?





Engellere rağmen ışığa yürüyenlere, ışığa ulaşmak için çabalayanlara, insanca değerler yaratma adına mücadele edenlere ve ışık saçanlara selam olsun!..






* islammedresesi571.blogspot.com *






Yorumlar

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

HARAM ELMA İmam-ı Azam ( Hikayelerin en güzeli )

 HARAM ELMA  ( Hikayelerin En Güzeli ) Mezhep imamımız İmam-ı A'zam hazretlerinin babası Numan Hazretleri, gençliğinde bir ark kenarında abdest alıyordu.  Abdeste başlayacağı zaman ark sularına kapılıp gelen bir elma gördü. Elmayı, nereden geldiğini ve haram veya helal olup olmadığını düşünmeden bir defa ısırdı.  Hemen hata ettiğini ve mutlaka elmanın sahibini bulup helal ettirmesi lazım geldiğini düşündü; Sonra suyun geldiği tarafa doğru git­meye başladı.  Elma elinde olduğu halde araya araya elmanın düştüğü bahçeyi ve sahibini buldu. Bahçenin sahibine meseleyi anlatıp elmayı yanlışlıkla ısırdığını ve hakkını helal etmesini istedi. Onun bu hareketi, elma sahibinin dikkatini çekmişti. "Hakkını helal edeme­yeceğini, helal etmesi için bazı şartları olduğunu" söyledi. Nu'man hazretleri "ne isterse yapacağını, yeter ki hakkını helal etmesini" isteyip şartının ne olduğunu sordu. Elma sahibi "Hakkını helal etmesi için, iki sene bahçesinde çalışması lazım geld...

Hadisi Şerif / PEYGAMBER EFENDİMİZ (S.A.V ) - "Öyle günahlar vardır ki onları ne namaz ne oruç ne hac ne de umre temizler." buyurunca Sahabe efendilerimiz - "Ey Allah'ın Rasulü onları ne temizler" diye sordular. Peygamber Efendimiz (s.a.v.) - "Geçim teminatı için çalışmak" buyurdular. (TABERANİ) 🌹🌹🌹🌹🌹🌹🌹🌹🌹🌹

OPR. DR. Salih Selman'ın Hayatından Kısa Bir Hikaye

 Dr. Salih Selman Genel Cerrahi Uzmanı.  13 yaşındayken bir arkadaşının attığı taş yüzünden gözünde kanama oluyor ve yaz boyunca hastanede tedavi olmak zorunda kalıyor. Gözü sargılı, gören gözüyle doktorları izliyor ve doktor olmak istiyor.  Bu isteğini doktoruna söylediğinde, “Ama evladım sen lise bile okuyamazsın, çünkü gözün ağır bir darbe yedi, diğer gözüne de sıçradı. Kendine hep dikkat etmelisin. Yoksa iki gözünü de kaybedebilirsin. Liseyi okusan bile kendini zorlamadan oku ve kendine zorlanmayacağın bir meslek seç” diyor.  Bundan sonrasını Dr. Salih Beyden dinleyelim: “Fakat benim içime ateş düşmüştü bir kere. Altı sene tıp okudum ve üstüne Cerrahi gibi en uykusuz bitirilmesi gereken bir bölüme girdim. Kırkımdan sonra hafızlığa başladım. On sene çok yoğun Kur’ân çalıştım. Yetmedi İlahiyatı bitirdim. Ve şu anda gözüm daha iyi görüyor. * Hafızlık sürecimde benim hevesimi gören hocam artık evime, muayenehaneme gelmeye başladı. ‘İstersen gitmem, gece bile çalıştır...