Ana içeriğe atla

Hamalın Veremediği İp ve Küfenin Hesabı








İPİN HESABI





Bir şehrin en zengini öldüğünde, tellallar sokaklara dökülüp;


- Ey ahali, diye bağırmışlar. Biliyorsunuz Veli efendi öldü. Bir vasiyeti var.


Âhiret hayatına alışabilmek için, kendisine bir günlük yardımcı arıyor. Kim ki,


mezardaki ilk gecesini onunla beraber geçirirse,Veli Efendiye ait servetin yarısı


kendisine verilecektir. Ey ahali,duyduk duymadık demeyin....


Tellalların bütün çabasına rağmen kimse bu parlak, fakat korkulu vasiyete kulak


vermemiş. Ama sonunda, şehrin en fakir hamallarından birisi çıkmış ortaya.


Adamcağız bakmış ki, hayatta zaten sırtındaki küfesinden ve ipinden başka bir şey


yok. O halde "hamal olarak yatıp, ertesi sabah zengin olarak kalkarım" diyerek razı


olmuş... Genişçe bir mezara,iyice kefenlenen zengini ve yanına hamalı yatırmışlar. Az


sonra sual melekleri gelmiş.


“İkisi de bize emanet” diye konuşmuşlar.


“Zengin nasıl olsa kalacak, su hamaldan başlayalım.” Sormuşlar:


- Dünyada malin mülkün var miydi?


- Alay etmeyin demiş, hamal. Sırtımdaki küfeden ve ipten başka hiçbir şeyim


olmadığını siz de bilirsiniz.


- Peki diye eklemiş melekler, o ipi ne karşılığında aldın. Sonra küfeyi ne iş


gördün de nasıl elde ettin?


- Anlatmış hamalcağız. Beş kişinin malini 10 kurusa taşıdım. İkisini yedim,


sekizini sakladım. Ertesi gün de ayni isleri yaptım. Yemedim içmedim, ucuza taşıdım


ve bunları aldım.


Melekler:


- Çık demişler, çık... Olmadı... Hasan Efendiden aldığın para, hak ettiğinden çok


düşük. Biz ondan bunun hesabini soracağız. Mehmet Efendiyle de ucuza anlaşmış


ve ucuza taşımışsın...


- İyi ama, diye cevaplamış hamal, hak ettiğim parayı isteseydim, bana


taşıttırmazdı. Taşıttırmayınca da aç kalırdım...


- O bizim isimiz demiş melekler, nasıl olsa buraya o da gelecek. Biz senin adına


ona sorarız.


Melekler, hamalı sıkıştırmaya devam etmiş.


Söyle bakalım, aldığın paranın kaçını yedin, kaçını sakladın?


- On kuruş aldı isem, yarısını sakladım. İki kuruş aldı isem, bir kurusunu


biriktirdim...


- Çık demiş melekler... Yine olmadı, hem ucuza taşımışsın, hem de gıdandan


kesmişsin... Yani sen, kendi nefsine zulmetmişsin... Nefsine zulmetmek de günahtır.Ayrıca çocuklarının nafakasından da kesmişsin demişler


Hamalcağız ne cevap vereceğini düşünüp ecel terleri dökerken, sabah olmuş.


Açılan mezardan yukarıya bir bakmış ki, bütün millet orada... Kadı Efendi ve şehrin


mehter takımı da kendisini bekliyor. Bir kıyamet ki sormayın.


“Kutlu olsun” demişler... “Bu gece kimsenin yapamayacağı bir isi başardın ama,


bak artık zengin oldun.”


Hamal mezardan çıkar çıkmaz kaçmaya başlamış güç bela durdurmuşlar gel ödülünü al demişler


- Yooo, diye bağırmış hamal. İstemem , sizin olsun... Ben , bir iple küfenin


hesabini sabaha kadar veremedim, Ya o kadar servetim olsaydı, ne yapardım ?







Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

HARAM ELMA İmam-ı Azam ( Hikayelerin en güzeli )

 HARAM ELMA  ( Hikayelerin En Güzeli ) Mezhep imamımız İmam-ı A'zam hazretlerinin babası Numan Hazretleri, gençliğinde bir ark kenarında abdest alıyordu.  Abdeste başlayacağı zaman ark sularına kapılıp gelen bir elma gördü. Elmayı, nereden geldiğini ve haram veya helal olup olmadığını düşünmeden bir defa ısırdı.  Hemen hata ettiğini ve mutlaka elmanın sahibini bulup helal ettirmesi lazım geldiğini düşündü; Sonra suyun geldiği tarafa doğru git­meye başladı.  Elma elinde olduğu halde araya araya elmanın düştüğü bahçeyi ve sahibini buldu. Bahçenin sahibine meseleyi anlatıp elmayı yanlışlıkla ısırdığını ve hakkını helal etmesini istedi. Onun bu hareketi, elma sahibinin dikkatini çekmişti. "Hakkını helal edeme­yeceğini, helal etmesi için bazı şartları olduğunu" söyledi. Nu'man hazretleri "ne isterse yapacağını, yeter ki hakkını helal etmesini" isteyip şartının ne olduğunu sordu. Elma sahibi "Hakkını helal etmesi için, iki sene bahçesinde çalışması lazım geld...

Hadisi Şerif / PEYGAMBER EFENDİMİZ (S.A.V ) - "Öyle günahlar vardır ki onları ne namaz ne oruç ne hac ne de umre temizler." buyurunca Sahabe efendilerimiz - "Ey Allah'ın Rasulü onları ne temizler" diye sordular. Peygamber Efendimiz (s.a.v.) - "Geçim teminatı için çalışmak" buyurdular. (TABERANİ) 🌹🌹🌹🌹🌹🌹🌹🌹🌹🌹

OPR. DR. Salih Selman'ın Hayatından Kısa Bir Hikaye

 Dr. Salih Selman Genel Cerrahi Uzmanı.  13 yaşındayken bir arkadaşının attığı taş yüzünden gözünde kanama oluyor ve yaz boyunca hastanede tedavi olmak zorunda kalıyor. Gözü sargılı, gören gözüyle doktorları izliyor ve doktor olmak istiyor.  Bu isteğini doktoruna söylediğinde, “Ama evladım sen lise bile okuyamazsın, çünkü gözün ağır bir darbe yedi, diğer gözüne de sıçradı. Kendine hep dikkat etmelisin. Yoksa iki gözünü de kaybedebilirsin. Liseyi okusan bile kendini zorlamadan oku ve kendine zorlanmayacağın bir meslek seç” diyor.  Bundan sonrasını Dr. Salih Beyden dinleyelim: “Fakat benim içime ateş düşmüştü bir kere. Altı sene tıp okudum ve üstüne Cerrahi gibi en uykusuz bitirilmesi gereken bir bölüme girdim. Kırkımdan sonra hafızlığa başladım. On sene çok yoğun Kur’ân çalıştım. Yetmedi İlahiyatı bitirdim. Ve şu anda gözüm daha iyi görüyor. * Hafızlık sürecimde benim hevesimi gören hocam artık evime, muayenehaneme gelmeye başladı. ‘İstersen gitmem, gece bile çalıştır...