Bu sabah hastaneye gelirken hemen önümde yürüyen çekirdek bir aile vardı.
Üç yaşlarında bir erkek çocuğu anne ve babasının ortasında sabaha karşı yağmış karın üzerinde sevinç maskaralıkları yapıyordu.
Anne sevimli sevimli gülerken baba da gülerek 'Seni serefsiz' diyerek sırıtıyordu.
Kızdım tabi gülse de sırıtıyor derim ve o ifadeyi sertleştiriyorum.Bir oldu iki oldu.Baba tekerleme gibi sürekli tırnak kadar çocuğuna 'serefsiz' diyor..
Yaklaştım, 'Günaydın' dedim. Şaşırdılar ama onlar da günaydın dediler. Babaya biraz yaklaşarak 'sizce şerefsiz ne demek biliyor mu?' deyince bı afalladı. 'Ya yok abla şaka yapıyorum tabiki' dedi. 'Tamam da anlamını biliyor mu?'diye tekrarladım.
Cevap yok.Söyle donup yüzüme bakarken ben devam ettim. 'yahu başkası sana söylese ağzını yirtarsın kardeşim, bunun şakası olur mu? Şeref bu ya' deyince.
'Abla ağzımız alışmış, babam da bizi öyle severdi 'deyince.
' Yani bu küçük delikanlı da büyüyünce senin torunlarini şerefsiz diye mi sevsin ' dedim.
'Aaaa hayır tabi olur mu ?' deyince.
O zaman çocuğuna şeref ne demek öğret.İşe şerefsizlik ten başlama. En önemli değeri ayaklar altına alma. Hele ki evladına ne sen hakaret et ,ne ettir. Senin baban bilememiş, sen bil kardesim' deyince, doğru söylüyorsun abla yaaa derken küçük delikanlı başını kaldırıp yüzüme baktı.
'Ben şerefsiz değilim mi şimdi ' dedi.
Yok dedim olur mu sen adamsın adaaammm😍Sonra bana da simit ismarladılar. Birbirimizi kaybedene kadar ardımızdan bakakaldık..
Velhasılı, sopa yediniz diye dövmeyin, size sövdüler diye sövmeyin.Eliniz vursa sırtınız, diliniz vursa diliniz sızlasın.Ama kimsenin yüreğini sızlatmayın.
Yorumlar
Yorum Gönder