Ana içeriğe atla

Kayıtlar

Hz.İbrahim (a.s.)'ın Çok Malı Vardı; ALLAH'u Teala'ya; Hikaye'yi Oku ⤵️⤵️⤵️

Hz.İbrahim (a.s.)'ın  Çok Malı Vardı; ALLAH'u Teala'ya; -"Ya Rabbi ! Bu Kadar Malın Şükrünü Eda Edemiyorum..Lütfen Birazını Al." Diye Dua Eder ALLAH'u Teala; -"Öyleyse Ekmeği Ayakta Ye ! Ya İbrahim !."Diye Vahyeder. Hz.İbrahim Ekmeği Ayakta Yemeye Başlar.Ama Kırıntılar Dökülmesin Diye..Boynuna Mendil Bağlar,Bu Sayede Kırıntılar Mendile Dökülür Ve Sonra Onu Da Yer. Hz.İbrahim'in Malı Daha da Çoğalır Ve..Yine ALLAH'a Dua Eder.. ALLAH cc Şöyle Vahyeder; -"Sen Ekmek Kırıntısına Hürmet Ettiğin Sürece.. Ben Senden Malımı Esirgemem Ya İbrahim !!." Ana Sayfa Git Rızık Endişesi Çekenler Bu Hikaye'yi okuyunuz İlginç Hikâyeler               Dua'lar    Dini Hikâyeler         Cuma Mesajları ANA SAYFA 32 FARZ Kıyamet Alametleri İnsan Nasıl Yaratıldı Annelerimizden Neler Öğrendik Belaların Habercisi Olan 15 Özellik Seherin Bereketi - Hikaye Hayatımız ile İlgili 6 küçük Hikaye İslamiyette Müzik Ve Çalgı Aletinin Yeri RIZIK ...

32 FARZ >>> her müslümanın bilmesi gereken farz'lar

32 FARZ   İMAN'IN ŞARTLARI ( 6 ) 1-  Allah'ın varlığına ve birliğine inanmak .  2 - Allah'ın Meleklerine inanmak . 3 - Allah'ın indirdiği kitaplarına inanmak .  4 - Allah'ın Peygamberlerine inanmak ,  5 - Åhiret gününe inanmak .  6 - Kadere , iyilik ve kötülüklerin Allah ' tan olduğuna inanmak .   İSLAM'IN ŞARTLARI (5) 1 - Kelime-i şehadet söylemek .  2 - Namaz kılmak  3 - Zekat vermek  4 - Oruc tutmak  5 - Hacca gitmek  NAMAZ'IN FARZLARI (12) A - Dışındaki Farzları ( 6 )  1 - Hadesten tahåret ( Cünüplük ve abdestsizlikten temizlenmek ) ,  2 - Necasetten tahåret ( Namaz kılınan yerin ve elbisemizin temiz olması ) .  3 - Setr-i avret ( Avret yerlerimizin kapalı olması ) ,  4 - İstikbål-i kible ( Kâbe ' ye yönelmek ) .  5 - Vakit .  6 - Niyet . B - Namaz''ın İçindeki farzlar ( 6 )  1 - iftitah Tekbiri ( Başlangıçta tekbir ) almak .  2 - Kıyåm ( Ayakta durmak ) .  3 - Kıraat ( Kur ' an ...

Sultan II.Abdulhamid Han ve adi bir tecavüz girişimi... Hikaye'yi Oku ⤵️⤵️⤵️

Sultan II.Abdulhamid Han ve adi bir tecavüz girişimi... Saat 03.00 sıralarında idi Abdülhamit han hazretlerinin sesi sarayın karanlık duvarlarında şimşek gibi yankılandı. - Arabacı! Arabacı yatağından fırladı. Atlar koşumlar alelacele hazırlanmaya başlandı. Derken koca sultan heybetiyle sahanlıkta göründü. Halinden çok acelesinin olduğu belli oluyordu. Daha sabahlığının bir kolunu giymemişti. Elinde yalın kılıcı vardı. Merdivenleri koşarak inerken kolunu taktı. Formaliteler bir kenara bırakılmış bütün kâinat bir noktaya kilitlenmişti sanki. Hışımla merdivenleri üçer beşer inip uçar gibi atladı arabaya. Hırsından yerinde duramıyordu. Hiç kimse hatta nöbetçiler bile neler olup bittiğini anlayamamıştı. Sert bir sesle: - Sür evladım hadi çabuk ol… Arabacı şaklattı kırbacı. Atlar ok gibi fırladı yerinden İstanbul sokaklarında bir koşuşturma başlamıştı. Bir sultan bir arabacı gecenin karanlığında olacak iş değildi? Nal sesleri gecenin karanlığını yırtıyor arada bir sultanın sert emirleri gel...

Cuma günü salavat getirmenin fazileti Ebu'd Derdâ (R.A) anlatıyor

Ebu’d-Derdâ ( R.A ) anlatıyor :  Bir gün Rasûlullah  -sallâllâhu aleyhi ve sellem :  “Cuma günü bana çok salevât getirin! Zira o gün, meleklerin hazır ve şâhid olduğu bir gündür.[3]  O gün bir kişi bana salât ettiğinde onun salâtı mutlakâ bana arz edilir. Salevât getirmeyi bırakıncaya kadar bu durum böyle devam eder.” buyurdular. Ben : “- Vefâtınızdan sonra da mı.?”diye sordum. Efendimiz -sallâllâhu aleyhi ve sellem : “- Evet, vefâtımdan sonra da!  Allah Teâlâ peygamberlerin vücutlarını yemeyi yeryüzüne haram kılmıştır. Allâh’ın Nebîsi hayattadır ve dâimâ rızıklandırılır.” buyurdular.  (İbn-i Mâce, Cenâiz, 65. Bkz. Ebû Dâvûd, Salât 201/1047, Vitir 26) Hazret-i Ali -radıyallâhu anh-  bu hususta şöyle demiştir:  “ Her kim cuma günü Peygamberimiz’e yüz kere salevât getirirse kıyâmet günü mahşer yerine yüzü çok güzel ve nurlu olarak gelir. İnsanlar gıptayla, «Bu zât acaba hangi ameli işliyordu?» diye birbirlerine sorarlar.” (Beyhakî, Şuabu’l-Îmân, III...

ŞEHİT MUHSİN YAZIOĞLU'NU HAYIRLA, HASRETLE, MİNNETLE ANIYORUZ.

MEKANI CENNET, RUHU ŞAD OLSUN YİĞİT ADAM,  ŞEHİT MUHSİN YAZICIOĞLU'NU HAYIRLA, HASRETLE, MİNNETLE ANIYORUZ. Gardiyanların ayak sesleri koğuşun kapısında son buldu, getirdikleri genç bir mahkumu bıraktılar ve gittiler. Yeni gelen genç içeridekilere selam verdi ve kendisine gösterilen boş yere oturdu. Koğuştakiler ona hoş geldin, geçmiş olsun dediler. İçlerinden en yaşlı ve olgun olanı gencin yanına yaklaştı ve ona ilgi gösterdi, bir anlamda sahiplendi. Çünkü selam verişinden ve simasından bu gencin nasıl biri olduğunu hemen anlamıştı. Genç oldukça yorgun ve bitkin görünüyordu, epeyce bir müddet konuşmadı. Daha sonra yaşlı adamdan bir seccade istedi ve kıblenin ne taraf olduğunu sordu. Sonra kalktı ve yavaş yavaş ikindi namazını kıldı. Yaşlı adam gencin namazını bitirmesini bekliyordu, onunla enine boyuna tanışmak istiyordu. Fakat genç ikindi namazını bitirdiği halde daha namaz kılmaya devam ediyordu, sonunda bitirdi ve yerine geçip oturdu. Yaşlı adam biraz daha yanına yaklaştı. -Ned...

RABBİMİZİN CÖMERTLİĞİ (Müslim, Zikir 22) Hikaye'yi Oku ⤵️⤵️⤵️

RABBİMİZİN CÖMERTLİĞİ  Ebu ZER  radıyallahu anh’den  rivayet edildiğine göre  PEYGAMBER  EFENDİMİZ (s.a.v) Allah-u Teâlâ’nın şöyle buyurduğunu haber vermiştir: “Kim bir hayır işlerse,  ona onun on misli vardır  veya daha da artırırım.  Kim bir kötülük işlerse,  ona da onun misli vardır.  Ya da tamamen affederim.  Kim bana bir karış yaklaşırsa,  ben ona bir arşın yaklaşırım;  kim bana bir arşın yaklaşırsa,  ben ona bir kulaç yaklaşırım.  Kim bana yürüyerek gelirse,  ben ona koşarak varırım.  Kim bana hiçbir şeyi ortak koşmamak şartıyla dünya dolusu günahla gelirse, ben kendisini o kadar mağfiretle karşılarım.” (Müslim, Zikir 22) Ana Sayfa Rızık Endişesi Çekenler Bu Hikaye'yi okuyunuz

BABANIN MUHTEŞEM NASİHATİ ( SİLGİ VE BİLGİ )

BABANIN MUHTEŞEM NASİHATİ Babası yeni evlenen oğlunun evine tebriğe gider... Oturunca bir Beyaz Kâğıt, bir Kalem ve bir Silgi getirmesini istedi. Genç: "Niçin?" dedi. Baba: "Hele sen getir."..dedi. Genç kalem ve kâğıdı getirdi.. Silgi bulamamıştı. Babası: "Koş bir silgi satın alıver", dedi. Oğlu epey şaşırmıştı, ama dışarı çıkdı, bir silgi satın alıp getirdi, babasının yanına oturdu. Babası: "Yaz," dedi. Genç: "Ne yazayım?" Baba: "İstediğini yaz." Genç bir cümle yazdı. Baba: "Şimdi onu sil." Oğlu sildi. Baba: "Bir cümle daha yaz." Oğlu: "Allah aşkına baba, ne istiyorsun ki?" Baba: "Yaz bir daha." Oğlu yazdı. Baba: "Sil," dedi. Oğlu sildi. Baba yine: "Yaz," dedi. Oğlu: "Allah aşkına desene baba bi defa, ne bu?" Baba: "Hele sen yaazz" Oğlu yazdı. Baba: "Sil," dedi. Oğlu tekrar sildi.. Baba sordu: "Kâğıt hala beyaz mı?" Oğlu: ...